Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32
Bir Gay Western: Yaraklar Boy Boy, Beni Siken Atlı
Büyükbabamın Wyoming’in güneyindeki dağlık Colorado bölgesinde eski bir çiftliği vardı. Bu uçsuz bucaksız topraklar, muhteşem ama aynı zamanda vahşi dağ manzaralarıyla bezenmiş büyüleyici güzellikte bir yerdi. Büyükbabamın ailesi orada çok esk**en beri sığır yetiştirerek, zaman zaman dağlardan kerestelik odun toplayarak geçimini sağlıyordu. Fakat dedem yaşlandıktan sonra artık çiftlikte yıl boyunca kalmamaya başladık, babamın şehre yerleşmesiyle birlikte artık çiftliği sadece belli zamanlarda hem kontrol, hem de tatil amaçlı ziyaret etmeye başlamıştık. Bizim çiftlikte bulunmadığımız zamanlarda sürekli burada kalan ve çiftliğin idaresinden sorumlu çalışanlarımız da vardı. Bu güçlü kuvvetli kovboylar, içinde yaşadıkları vahşi doğa içinde, haşin ve kendi hallerinde görünen adamlar halini almışlardı. O sene çiftliği ziyaret etme sorumluluğu bendeydi, soğuk dağ derelerinde alabalık tutup ata binmenin keyifli olacağını düşünerek gelmiştim Colorado’ya. Çiftliğe vardığımda beni önündeki çite yaslanmış olarak bekleyen, herkesin Koca Jim dediği, yakışıklı ve olgun bir kovboy karşıladı. Gördüğü ağır işlerden iyice kas yığını haline gelmiş, damarları fırlamış güçlü kollarını kavuşturmuş bir halde, bir ayağını da çite dayayarak ağzında bir yulaf sapını döndürmekteydi. Cherokee marka cipimi tozu dumana katarak hemen yakınına park ettiğimde, güneşten kavrulmuş seksi yüzüne geniş bir gülümseme yayılmıştı. Az sonra büyük ahırdan kumral ve oldukça iri yapılı genç bir kovboy daha çıkarak yanımıza geldi.
“Bu aralar çiftliği ziyaret etmenizi bekliyorduk Bay Haynes”, dedi Koca Jim başındaki şapkayı düzelterek. “Elbette”, dedim, “Artık soğuk kışlarda buralara pek uğramadığımızı biliyorsunuz. Şehir hayatının rahatına alıştık bir kere”. Koca
Jim içten bir şekilde gülerek, “Sizi rahat ettirebiliriz umarım”, dedi, “Biraz ata binmek size iyi gelecektir beyim, geçen yaz olduğu gibi yine beraber dağlara sürer miyiz atları?” Tam da bunu düşündüğümü söyledim. “Biraz kafamı boşaltmaya ihtiyacım var Koca Jim, önce ata binmek sonra da dereden tuttuklarımızla alabalık ziyafeti çekmek istiyorum”. Arabaya şöyle bir göz atarak, “Yalnızsınız galiba”, dedi Koca Jim. “Eşim burada sıkılıyor… kadınları bilirsin işte”, dedim. “Hanımınızın rahatı daha önemli tabi”, dedi. Çiftlikte kuzenlerim ya da başka birinin olup olmadığını sordum. “Hayır beyim, kimse gelmedi. Birkaç hafta boyunca da sizden başka gelen olacağını sanmıyorum. Bu arada işçilerin çoğu da izinli. Güze hazırlık öncesi hazır işleri yokken izin kullanıyorlar. Korkarım ki hem aşçınız, hem de hizmetliniz ben olacağım bu durumda”, dedi. “Bana uyar”, dedim gülümseyerek.
“O halde hemen dağlara sürmek mi istersiniz yoksa dinlenmek mi?”, diye sordu Koca Jim. “Ne kadar çabuk gidersek o kadar iyi”, dedim, “Atları ve gerekli eşyaları bir iki saat içinde hazırlayabilirsen hemen yola çıkabiliriz. Bu arada gece yıldızların altında uyumak istiyorum, alacağın malzemeleri bu plana göre belirle”. Aylardır bunu yapabilmeyi iple çekiyordum. “Dediğiniz gibi yaparım beyim”, dedi Koca Jim. Sonra aniden ekledi, “Kusura bakmayın, sizi çiftliğin yeni kahyalarından Uzun Will’le tanıştırmayı unuttum”, diyerek eliyle Uzun Will diye seslendiği kumral devi yanına çağırdı. “Bay Haynes, bu Uzun Will. Uzun Will, bu da Bay Haynes”, diyerek bizleri tanıştırdı. Tokalaşırken “Uzun” lakabının neden konduğunu merak ettim. Genellikle kovboyların isimlerinin önüne eklenen bunun gibi lakaplar, onların görünüşleri, davranışları, huyları gibi şeylerden yola çıkılarak konurdu. Koca Jim’in neden “koca” lakabı aldığını geçen yaz sürpriz bir şekilde öğrenmiştim. Uzun Will’in hikayesinin ne olduğunu bu yüzden merak ediyordum. Tam da benim yaşlarımda bir kas yığını olan bu genç adam oldukça da yakışıklıydı. Colorado’nun sert rüzgarları ve güneşi henüz o pürüzsüz ve yağlı cildini kırıştırmamıştı.
Samimi bir şekilde gülümsedi Uzun Will. “Uzun Will’in de bizimle gelmesinin bir mahsuru var mı beyim?”, dedi Koca Jim, “Binicilik onun da hoşuna gidiyor, eğer tabi siz olur derseniz…”. Bizimle pekala gelebileceğini, bunun hoşuma gideceğini söyledim. “Böyle diyeceğinizi biliyordum”, dedi Koca Jim sırıtarak. İki saat içinde atlarımıza binmiş kayalık dağların eteklerine doğru tırmanmaya koyulmuştuk. Bu görülmeye değer ama nadiren görülebilecek muhteşem bir manazaraydı. Ağaçlar renklerini henüz değiştirmeye başlamıştı ama havalar hala sıcaktı. Hatta öyle sıcaktı ki hepimiz gömleklerimizi çıkarmıştık. İkisi de oldukça yapılı adamlar olsalar da Koca Jim ve Uzun Will epeyce farklıydılar aynı zamanda. Koca Jim, artık kırlaşmaya başlamış siyah kıllı bir vücuda, kasları ve damarları dışa fırlamış, kavruk ve ince bir cilde sahipti. Sert kaslı ve kıllı göğsünün üstü de damarlıydı. Uzun Will’in cildi ise pürüzsüz, açık renkli ve sarımsı tüylerle kaplıydı. Genç adamın vücudunda hiç yağ yok gibiydi. İncecik beline kıyasla giderek genişleyen kalın göğüs bölgesi ile hoş bir üçgen vücuda sahipti.
Atlarımızı batıya doğru sürüp tepeleri tırmanarak havanın tertemiz olduğu ve manzaranın alabildiğine uzandığı yüksek bir platoya ulaştık. Uzaklarda neredeyse uzanıp dokunabilecekmişsiniz gibi duran tepeleri karlı kaplı dağlar bizi selamlıyordu. Koca Jim, ortasından bir derenin aktığı çimenlerle kaplı bir arazide atları durdurdu. Ben manzaranın büyüsüne kapılmış dağları seyrederken her iki adam da atlarından inerek yanıma geldiler. Koca Jim sırtıma ve kalçalarıma, Uzun Will ise göğsüme ve bacaklarıma dokunmaya başladılar. Her ikisi de yüzüme sırıtıyordu. “Hala formunuzdasınız Bay Haynes”, dedi Koca Jim, “Umarım geçen yazdan bu yana pantolonunuzun altında hiçbir şey değişmemiştir”. Koca Jim’le geçen yaz yaptıklarımızı Uzun Will’e anlattığını zaten tahmin ederek, “Neden kendin keşfetmiyorsun?”, dedim. Attan indiğimde Koca Jim pantolonumun fermuarını indirip, yarı sertleşmiş organımı kavrarken, Uzun Will de beni sırt üstü çimenlerin üzerine yatırıp dudaklarımdan öpmeye başlamıştı. Az sonra Uzun Will göğüs uçlarımı yalarken, Koca Jim ise penisimi emiyordu. Uzun Will bir süre sonra göğüs uçlarımdan aşağı yalayarak inerek Koca Jim’le beraber penisimi ve hayalarımı emip yalamaya koyuldu. İki kovboy penisimi iştahla yalarken ben üzerimizden geçen bulutları izliyor ve zevkle titreyerek inliyordum.
Koca Jim penisimi geçen yazdan bu yana oldukça özlemişti, o emip yalamaya devam ederken, Uzun Will atların eğerlerini çözmeye gitti. Eğerleri çayırın üzerine koyduktan sonra üzerindeki her şeyi çıkarırken onu izliyordum. Muhteşem vücudu güneşin altında hafifçe terlemiş, ışıltılar saçıyordu. O anda ona neden “Uzun”, dendiğini anladım. Bacaklarının arasından sarkan muhteşem organı bir atın penisini andıracak kadar uzundu. Tekrar yanımıza sokulup göğsümü okşamaya, dudaklarımı öpmeye devam ederken Koca Jim beni getirmek üzereydi. Birden haykırarak spermlerimi fışkırtmaya başladım. Koca Jim spermlerimi fışkırttığımı fark edince daha da hevesle yalayıp emerek hepsini temizledi. Koca Jim’in dudakları, Uzun Will’in dudaklarıyla yer değiştirdiğinde bana usulca fısıldadı ihtiyar kovboy, “Artık binilmeye hazır mısınız Bay Haynes?” “Ah Tanrım”, dedim, “Tabi ki hazırım. Bunu ne kadar zamandır beklediğimi tahmin edemezsin”. Koca Jim beni kocaklayarak yerde duran eğerlerin yanına taşıdı. Ayağımdaki botlar ve boynumdaki kırmızı bandana dışında üzerime hiçbir giysi kalmayana dek üzerimdekileri çıkardı. Beni karın üstü eğere yatırdı ve elerimi üzengilere deri kayışlarla bağladı. Karşıma geçip o da tamamen soyunmaya başladı.
Koca Jim’in penisi Uzun Will’inki kadar büyük değildi ama çok kalındı. İşte bu nedenle ona “Koca Jim” diyorlardı. Önceki yaz dağlarda yaşadığımız zevklerin hatırası canlandı gözlerimin önünde. Şehvetle inliyordum beni esk**en nasıl da saatlerce siktiğini düşündükçe. Koca Jim çıkardığı pantolon kemerinin ortasını ağzıma vererek arkama geçti, her iki ucundan arkaya doğru çekerek boynumu ve sırtımı yay gibi germişti. Kalçamın yanaklarını sertçe tokatlarken kalkık kalın penisini deliğime sürtmeye başladı. Deliğimin Koca Jim’in bolca akan zevk suyuyla ıslandığını hissediyordum. Koca Jim penisini içime hemen sokmayıp epeyce bir süre onu deliğime sürtüp beni iştahlandırmıştı. Bir yandan da arkamda gidip gelirken “Yiiiihhha” diyerek rodeo çığlıkları atıyor, kalçalarımı tokatlamaya devam ediyordu. Bu sırada kalçamın yanaklarının ayrıldığını, Koca Jim iyice sertleşmiş penisiyle onları döverken Uzun Will’in ıslak deliğimi parmaklayıp yaladığını hissettim. Yeniden sertleşmeye başlamıştım. Uzun Will’in dilini deliğimin içine kadar sokarak deliğimi iyice açtığı esnada Koca Jim’in kalın penisini sıvazlayarak sikmeye hazırlandığını tahmin edebiliyordum.
Uzun Will deliğimi yalayıp parmaklamayı kestiğinde Koca Jim artık iyice kalkıp kalınlaşmış penisini deliğimin üstüne yeniden yerleştirdi. Kemerin iki ucunu tek eliyle tutup biraz daha geriye çekerek vücudumu iyice gerip, kalçalarımı daha da yukarı kaldırdı. Koca Jim’in o devasa organı içimi doldururken tıpkı aya bakarak uluyan kurtlar gibi yüksek sesle ve zevkle haykırdım. “Ohhhh Tanrım, beni ikiye ayıracaksın!” Koca Jim giderek sert bir şekilde sikmeye başlamıştı deliğimi. O kocaman yarrağı içimi doldurup genişletmesi çok hoşuma gidiyordu ama canım da çok yanıyordu. “Canınız yanıyorsa durayım beyim”, dedi Koca Jim. Çiftliğin sahibi olarak onun oradaki işini anında bitirebileceğimin farkındaydı. “Ohhh hayır. Sik beni!”, diye bağırdım, “Sertçe sikmeye devam et!” Koca Jim sikmeye devam ederken Uzun Will önüme geçerek o uzun penisini ağzıma vermişti. Uzun Will zaman zaman penisini gırtlağıma kadar ittirip geri çekiyor, arada bir rahatça nefes alıp alamadığımı soruyordu bana. Koca Jim uzunca bir süre deliğimi siktikten sonra nihayet zevkle haykırarak penisini deliğimden çıkardı ve spermlerini sırtıma fışkırtmaya başladı. Eliyle spermlerini vücuduma yaydıktan sonra yarı sert organını boynumdan çıkardığı kırmızı bandanayla temizledi.
Uzun Will ellerimi çözerek beni sırt üstü eğerin üzerine yatırdı. Sırtım çimenlere değerken kalçalarım eğerin üzerinde, bacaklarım havada duruyordu. Koca Jim ellerimi yeniden üzengiye bağladı. Koca Jim ters olarak üzerime çökerek nemli deliğini, kalın penisini ve hayalarını bana sunarken iki eliyle sertleşmiş organımı kavramıştı. Ağzımda Koca Jim’in hayalarını emip gözümün önündeki kaslı ve kıllı kalçalarını izlerken Uzun Will bacaklarımı ayırıp arasına girdi. Koca Jim penisimi yalayıp emerken Uzun Will’in organı yavaşça içimi doldurmaya başladı. O penisini içime kökledikçe kalçalarımı daha da havaya kaldırıyor, o uzun penisin zevkini daha fazla çıkarmaya çalışıyordum. Uzun Will’in boşalması da Koca Jim’e göre daha az sürdü. O gelmek üzereyken Koca Jim üzerimden kalkıp Uzun Will’in yanına geçti. Uzun Will penisini içimden çıkarıp göğsüme ve göbeğime koyu kıvamlı spermlerini fışkırtırken, Koca Jim çömelmiş bir halde onun hayalarını yalıyor ve bana otuzbir çekiyordu. Uzun Will’in esik kesik soluyarak zevkle inlemesi beni çok zevklendirmişti, aniden ben de boşalmaya başladım. Uzun Will’in penisinin uzun olması bir yana spermlerini de oldukça uzun mesafeli olarak fışkırtabiliyordu. Bazı sperm damlaları dudaklarıma kadar ulaşmıştı, dilimle yalayarak o birkaç damlayı yuttum. Tadı bir harikaydı.
Koca Jim beni çözdükten sonra dereye inip soğuk suların içinde temizlendik. Sudan çıktığımda Koca Jim’in hala doymamış olduğunu fark ettim. O muhteşem kalın organı hala havadaydı. Bunun için bir yaz daha beklemesini istemiyordum. Dört ayak üzerine çimenlere uzandım ve ona deliğimi sundum yeniden. Bu kez kalçalarımdan tutarak sertçe sikti beni. Tekrar dereye yıkanmaya döndüğümde bu kez Uzun Will’in öne doğru eğilmiş Koca Jim’in arkasına geçtiğini gördüm. Koca Jim kendisine otuzbir çekerken genç adam da onu sikiyordu. Harika bir manzaraydı. Uzun Will içine boşaldıkta sonra Koca Jim’in boynuna sarılıp onu tutkuyla öptü. O an benim yokluğumda Koca Jim’le Uzun Will epeyce iyi arkadaşlar haline geldiklerini anlamıştım ve bu hoşuma gitmişti. Koca Jim, ateş yakıp bize yemek pişirirken Uzun Will ve ben çimenlerin üzerinde çırılçıplak uzanmış güneşin tadını çıkarıyorduk. Hava kararırken giderek de soğumaya başlamıştı, üzerimizi giyindik ama ateşin yanında üşümüyorduk. Gökyüzünde yıldızlar ve kocaman bir dolunay mücevher gibi pırıldamaya başlamıştı. Kovboylar yanımızda getirdiğimiz uyku tulumlarını yere serdi. O gece yıldızların altında Uzun Will ve Koca Jim beni dönüşümlü olarak defalarca siktiler. Çok az uyumuştuk ama bu umrumda bile değildi. Bütün bir yıl bu anı bekleyerek geçirmiştim ve beklediğime de değmişti. Bir sonraki yıl için Koca Jim’in bana ne tür sürprizler hazırlayacağını merak ediyordum. Şehre dönene kadar bu iki iri yarı erkeğin efendisi olmanın tüm avantajlarını sonuna kadar kullanacaktım.
Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32
İlk yorum yapan siz olun